Saçma bir soru gibi gelebilir bu ilk bakışta. Mesela Ankaralılar bilirler, suyun kesilmesi çok kötüdür, oysa ki herkes bilir ki elektrik kesilmesi çok daha kötüdür, çünkü bilgisayar başındayken elektrikler kesildiğinde insanın canı sıkılır ve televizyon seyrederek elektrik kesintisinin geçmesini beklemek ister, ama mümkün değil tabi.
Etrafımızdaki bunca şey elektrikle çalışırken elektrik çok daha önemlidir değil mi? Ama biz su kesintisine daha çok tepki gösteririz, çünkü yazın sıcağında sular kesilmişse her türlü elektrikli alet çalışırken pis pis oturmak kimseyi mutlu etmez, halbuki elektrik kesintisi dediğin olsun olsun bir saat kadar sürsündür.
Sanırım önemli olan kesintinin süresi. Ne kadar kısa o kadar iyi tabi ki, ama bir kesintiye tahammül sınırı nedir, ne olmalıdır?
Dost ve Kardeş ülke Pakistan'ın başkenti olan İslamabad'da dahi günde 4-5 kez birer saatlik elektrik kesintileri olmakta, ama çok şükür su kesilmiyor. Bir süre sonra insan alışıyor tabi, çünkü İslamabad dışındaki çoğu yerde elektrik sadece birkaç saat boyunca var, şükretmeyi öğreniyor insan bir yerden sonra, çünkü İslamabad dışındaki çoğu yerde içme suyu da sadece kuyu suyu olarak bulunuyor, o da şanslı yerlerde. Hala, 2011 yılında bile, hala insanlar çukurlarda su biriktirip oradan su içiyorlar.
Bunun müsebbibi ise elektrik yetersizliği bence. Eğer elektrik olsaydı -ki bu aslında aynı zamanda hidro elektrik santralleri anlamına da gelecektir Pakistan'da-, insanlar suya da kavuşacaktı. Sadece hidroelektrik santralleri olarak bakmıyorum, bildiğimiz su kuyularının pompaları türbinleri de elektrikle çalışıyor ne yazık ki, insan istiyor ki alternatif bir enerji olsun, elektriğe muhtaç olmasın kimse, ama şu an elektrikle çalışıyor çoğu pompa ve türbin.
Bir sonuca varmam gerekirse:
Bence de su kesintisi kesinlikle daha kötü, insan elektriksiz yaşar ama temizlik olmadan yaşaması mümkün değil, yani elektriksizlik öldürmüyor ama susuzluk öldürüyor cidden. -özellikle Pakistan şartlarında-
Ama susuzluğun sebebinin de elektriksizlik olduğunu göz önünde bulundurduğumuz zaman, Pakistan'ın asıl sorununun susuzluk değil elektriksizlik olduğunu anlıyoruz.
Benim bu sonucu farkına varmamı sağlayan dost ve kardeş ülke Pakistan'a teşekkürü bir borç bilirim.
-11 Aralık 2010'da başlayıp henüz bitirebildiğim yazı-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder